Konsantrasyon!

Takvimler 7 Haziran 2009’u gösteriyordu. Los Angeles Lakers, NBA Finalleri’nin ikinci maçında da Orlando Magic’i mağlup ederek seriyi 2-0’a getirmişti. Lakers taraftarı çok rahattı. Herkes, seriyi Lakers’ın rahat bir şekilde kazanıp şampiyonluğa ulaşacağından emindi. Bütün dünya. Maç sonunda Kobe Bryant’ın basın toplantısı vardı. 7 yıldır şampiyonluğa hasret kalmış olan Kobe, inanılmaz derecede ciddi ve sert duruyordu. Muhabirlerden biri Kobe’ye neden bu kadar ciddi olduğunu sordu. “Biz yüzünüzde kocaman bir gülücük bekliyorduk. 2-0 öndesiniz. Sorun nedir? Mutlu değil misiniz? Yada yeterince mutlu mu değilsiniz?

Kobe’nin cevabı çok epikti.

Neden mutlu olayım ki? Mutlu olacak ne var, anlamadım. “Henüz iş bitmedi.” Sizce bitti mi? Ben hiç öyle düşünmüyorum.

Kobe’nin bu “job not finished” cümlesi, yıllarca unutulmayacaktı. Çok haklıydı. Zaten o karakter olarak böyle biriydi. Ama onun dışında, NBA’de rüzgarın ne kadar çabuk tersine dönebileceğini çok iyi biliyordu. 2006 play-off’larında 3-1’den Phoenix Suns’a verdikleri seriyi unutmamıştı.

* * *

Dün sabah Clippers’ın 3-1’den seri vererek elenmesinden sonra güldük, eğlendik. Fakat itiraf edelim, baya güzel eğlendik. Hak ettik de açıkçası. Kawhi ve PG adlı karakter yoksunu şahısların tabir-i caizse Lakers’a kumpas kurarak ve oyalayarak yaptıkları “team-up” zaten taraflı – tarafsız birçok kişinin antipatisini kazanmıştı. Üstüne bir de takım yapısı olarak da sevimli olmayan bir ekibin buluşması, oynadıkları oyun itibariyle de “çirkin” oluşları derken.. Hepimiz için fazlasıyla hak edilmiş bir alay geçme seansı yaşadık dün.

Ama artık gerçek hayata dönme ve konsantre olma zamanı geldi. Yarın Konferans Finalleri başlıyor. Ve rakip, ilk iki turda da 3-1’den geri gelerek, bir başka deyişle iki turda da üst üste 3 maç kazanarak, yani sonuna kadar hak ederek buralara gelmiş olan Denver Nuggets.

Clippers, bizim sezon boyunca en çekindiğimiz takımdı, bunu kabul etmek lazım. Formda oldukları zaman durdurması imkansız olan iki müthiş forvet oyuncusuna sahip -ki biri belki de şu an NBA’in en iyisi- ve etraflarında kaliteli rol oyuncularıyla bezenmiş, kağıt üzerinde çok korkutucu bir takımdı. Sonuç olarak, işler istedikleri gibi gitmedi ve rakibimiz olma şerefine nail olamadılar. Ama şu anki hava biraz tehlikeli. “Clippers elendi, bu iş bitti” modundan acilen çıkmamız gerekiyor. Denver karşısında favori olduğumuz kesin, ama hiçbir şey kolay olmayacak.

Bu play-off’larda, normal kapasite ve performansının üstüne çıkan birçok oyuncu ve takım izledik. Bubble ve seyircisiz maçlar olmasının bunda etkisi yadsınamaz. Oyuncuların birçoğu tam konsantre maçlara çıkıyor ve seyirci baskısı olmayınca performanslar katlanıyor. Bunu böyle yorumlamak yanlış olmayacaktır. Denver Nuggets da bunun örneklerinden biri. Özellikle Jamal Murray’nin bu bağlamda performansını daha önce hiç çıkmadığı bir seviyeye çıkarması ve Nikola Jokic’in de çok yönlü müthiş oyunu sayesinde iki kez 3-1’den geri gelerek sansasyonel bir serüvene imza attılar. NBA tarihinde de, bir play-off sezonunda birden fazla kez 3-1’den seri kazanan ilk takım oldular.

Açıkçası, ben de tabii ki Clippers yerine Denver’ı tercih etsem de, bize sık sık sorun çıkarabileceklerine dair hiçbir şüphem yok. Oyuncu oyuncu değerlendirme veya Denver analizi falan yapmayacağım ama; Murray savunması konusunda perimetre savunmacılarımıza her ne kadar güvensem de, ritim bulduğu zaman mesafe ve zorluk tanımadan şut sokabiliyor, ayrıca çok hızlı bir şekilde içeriye de dalabiliyor. Jokic de bu play-off’larda, özellikle Clippers serisinde performansının zirvesine çıkmış durumda. Onu sezon içindeki maçlarda AD ile baya bozmuştuk. Play-off’larda da görüntü aynı olursa elimiz oldukça rahatlar. Onun dışındaki Harris, MPJ, Millsap, Grant gibi zaman zaman parlayabilecek oyunculardan çok çekincem yok ama genel olarak çok potansiyelli bir hücum takımı oldukları da bir gerçek. Yapmamız gereken şey, tam konsantre ve ilk iki turdaki savunma ciddiyetini devam ettiren bir yapıyla sahaya çıkmak. Ayrıca Denver’ın defalarca maç içinde 15-20 sayılardan geri döndüğünü aklımızdan çıkarmamak.

* * *

Kendimize güvenmekte ve anın tadını çıkarmakta hiçbir sorun yok. Unutmamamız gereken tek bir şey var;

Job not finished.