Eski Günleri Hatırlamak…

Kobe Bryant, 12 Nisan 2013 tarihinde Golden State Warriors karşısında alışılageldiği gibi sahada her şeyini vererek oynuyordu ve 32 sayıya ulaşmıştı. Lakers’ın play-off umutlarını canlı tutmaya adamıştı kendini. Eski günlerini anımsatan performansı ile Kobe, 34 yaşındaki haliyle yıllanmış şarap gibiydi. Oynadığı son 23 maçta ise 29 sayı ortalamasını kaydetmişti.

Maç tüm heyecanıyla devam ediyordu. Kobe sol kanattan Barnes’ı karşısına alıp top ile içeri drive ederken bir anda yere yığıldı ve Lakers için o andan itibaren her şey kötüye gitmeye başladı.

Fakat Kobe, aşil sakatlığını yaşamasına rağmen kalkıp iki serbest atışı kullandı ve Lakers, genç GSW karşısında galibiyete uzandı. O sezon Los Angeles ekibi Kobe’nin insanüstü çabasıyla play-off’lara girebilmiş; ancak ilk turda Spurs karşısında süpürülmekten kurtulamamıştı. 2013 sezonu, Kobe’nin prime döneminin son sezonuydu ve 2010’larda Lakers’ın yaşayacağı son play-off macerasıydı.

Kötü günler gelmişti artık…

Lakers daha önce kulüp tarihinde toplamda 5 kez play-off’lara kalamamıştı. Şimdi ise 6 kez üst üste bu başarıyı(!) elde etmişlerdi.

Artık o ihtişamlı dönemlere geri dönmeye ve ezeli rakibimiz Celtics ile şampiyonluk sayımızı eşitlemeye sadece 1 (bir) galibiyet uzaklıktayız. Bu sezonun hikayesi, Kobe’nin trajik vefatından sonra tamamen ona adandı. Bunu, oyuncuların dönem içindeki demeçlerinden ve şampiyonluğu elde etme maçında “Black Mamba” formalarıyla sahaya çıkmalarından anlayabiliyoruz.

Lakers’ın “Kara” Günleri

Lakers taraftarları, bu günlere kadar çok zor dönemler atlattılar. Vasatlık, sezonlar sürdü. Taraftarlar basketbol konuşmak yerine Nick Young-D’Angelo Russell tartışmalarını izlediler. Üç sezon art arda seçtiğimiz 2. sıra seçimleri de maalesef beklenen etkiyi yeterli sürede veremedi…

Bunların yanı sıra takımın kötü yönetilmesi de vasat sezonların istikrarlı bir şekilde devam etmesinin önünü açtı. 2016 yazındaki o korkunç transferler de bu kötü yönetimin somut bir kanıtı oldu. Mitch Kupchak, Luol Deng ve Timofey Mozgov’a dörder yıllık kontratlar vererek Lakers’ı bir gecede 136 milyon dolarlık etti. Maalesef ki her iki oyuncu da şu anda ligde oynamıyor.

80’lerden beri bu takımın en büyük taraftarlarından biri olan baba aktör Jack Nicholson bile artık maçlara gelmeyeceğini duyurmuştu. Buna ek olarak LaVar Ball’ın olayları ile beraber takım gerçekten de bir sirke dönmüştü. Fakat Lakers taraftarı, takımını yine de desteklemeye devam etti. Çünkü elimizde başka bir seçenek yoktu…

15 yaşının altındaki herhangi bir Lakers taraftarı Gasol-Kobe ikilisini ve kazandıkları şampiyonlukları hatırlamayacaktır, 25 yaşının altındakiler ise 2000’lerin başındaki “Three-Peat” dönemini… Ancak herkesin hatırladığı bir dönem var ki o da 6 yıllık play-off kuraklığı…

O dönemlerde hepimiz üzüldük, vazgeçmek istedik. Kötü anılar kimilerimizi ağlatmaya yetti. İşte bu ortak duyguların sahibi Lakers’a olan umut, bizleri bu takıma daha da çok bağladı.

Ve artık o günler geldi çattı. LeBron James -umuyoruz ki- bu gece Larry O’Brien Kupası’nı kaldırdığı zaman bu kötü günler artık resmi bir şekilde geçmişte kalacak ve biz de eski günlerimize geri kavuşacağız.

Şuradan çeviri: https://lakeshowlife.com/2020/10/08/los-angeles-lakers-dark-days-nba-finals/